Sinüzit, kişinin yaşam kalitesini önemli derecede düşüren ve her yaşta görülen bir kulak burun boğaz hastalığıdır. Burun tıkanıklığı, baş ağrısı gibi problemlerin yanı sıra ilerleyen süreçte koku duyusunun kaybı, görme ve tat alma yetisinde de bozulmalara neden olan sinüzit, mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sinüs; kısaca burun gerisinde ve yüz bölgesinde bulunan kemiklerden oluşan hava boşluklarıdır. Bu boşluklar burun iç örtüsünde olduğu gibi mukozal bir örtü ile kaplıdır. Hava partiküllerinde bulunan bakteri ve virüsler söz konusu mukozal yapıya yapışmakta ve salgılanan mukoza ile mideye ulaştırılarak mide asiti ile erimesi sağlanmaktadır. Sinüsler her insanda; burun gerisinde, göz çevresinde ve alın bölgesinde bulunmaktadır. Bazı durumlarda sinüslerde şekil ve yapı bozulmaları gözlemlenmektedir. Bu durumda ise sinüzit problemleri açığa çıkmaktadır.
Sinüzit problemi her hastada farklı şekilde ve şiddette şikayetlere neden olmaktadır. Bu şikayetlerin başında; burun tıkanıklığı, baş ağrısı, geniz akıntısı, burun akıntısı, yüzde dolgunluk hissi, koku kaybı gibi problemler gelmektedir. Sinüzit problemi tedavi edilmediği takdirde; solunum ve uyku problemlerine, göz enfeksiyonlarına ve yeterli oksijen alınamaması sebebi ile kalp problemlerine neden olmaktadır. Sinüzit tedavisi öncesinde elbette ki hasta ayrıntılı bir tanı süreci yaşamaktadır. Bu süreçte; fizik muayene, endoskopik cihazlar ile muayene ve tomografi-MR gibi yüksek teknolojik radyolojik sistemlerden faydalanılmaktadır. Sinüzit probleminin tedavi planlamasında öncelikle sinüzit probleminin akut mu yoksa kronik mi olduğu değerlendirilir.
Sinüzitin açığa çıkardığı problemlerin 3 aydan uzun sürmesi durumunda kronik olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda çok daha kapsamlı bir tedavi süreci yaşanmaktadır.
Sinüzit tedavisinde uygulanan yöntemler, yaşam tarzında oluşturulacak değişiklikler (sigara kullanılan ortamlarda bulunmama, kapalı ortamların havalandırması, alerjik reaksiyona neden olabilecek çiçek ve hayvanların yaşam alanından uzaklaştırılması ya da gerekli önlemlerin alınması), ilaçla tedavi (enfeksiyonun neden olduğu iltihabın vücuttan atılmasına yardımcı olmaktadır), balon sinoplasti (sinüs ağızlarının genişletilmesi amacı ile uygulanan cerrahi dışı bir işlem), endoskopik sinüs cerrahisi (cerrahi yöntemler ile sinüslerin tedavi edilmesi) uygulanabilmektedir.
Özellikle soğuk havalarda saçların kurutulmaması üst solunum enfeksiyonlarına maruz kalmayı kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle sinüzit problemi açığa çıkabilmektedir. Aynı zamanda sinüs içerisindeki nem ve ısı dengesi de ıslak saçlar nedeni ile bozulmakta, sinüzitin neden olduğu şikayetlerin yaşanmasına neden olmaktadır.
Sinüslerin anatomisi elbette ki genetik aktarım sonucu ile oluşmaktadır. Ancak oldukça az kişide genetik aktarım nedeni ile açığa çıkan sinüzit problemi ile karşılaşılmaktadır.