Kulaklarımız vücudumuzun en önemli duyu organlarından biri olmasının yanında vücudun estetiği açısından da önemli bir yere sahiptir. Eğer kulaklarda kişiyi rahatsız edici bir şekil bozukluğu mevcutsa bu estetik açıdan bakıldığında kişilerde mutsuzluk nedeni olacaktır. Kulaklarda görülen en belirgin şekil bozukluğu halk arasında kepçe kulak olarak da bilinen estetik sorunudur. Yaşanan kepçe kulak sorunu çocukluk ve yetişkinlik dönemi ayırt etmeksizin her dönemde büyük bir sorun haline gelebilir ve kaygı duyulmasına neden olur.
Kepçe kulak, kulağın kepçe şeklindeki çıkıntılı bölesinde bulunan ve Y şeklini andıran kıkırdak kıvrımının yeterli seviyede gelişmemiş olmasından kaynaklanan bir sorundur. Kıkırdak doku yeteri kadar gelişemediği için kafatasıyla arasında oluşması gereken açı genişler ve kulak çıkıntısı ön tarafa doğru eğilmeye başlar. Bunun sonucunda da kulaklar daha geniş bir açı ile açık görünür. Normal şatlarda bir kulak 6,5 cm uzunluk ve 3,5 cm genişliğe sahiptir.
Kulak ile kafa bölgesi arasında bulunan açı ise normal şartlarda 30 derecelik bir açıdır. Verilen bu değerler ile kıyaslandığında daha büyük açılar ortaya çıkıyor olması kepçe kulak sorunu ile karşı karşıya olunduğunu gösterir. Bu durum ölçülerle ispat edilmese de dışarıdan bakıldığında kendisini kolaylıkla ortaya çıkarabilecek türdedir. Verilen ve normal sayılan bu ölçüler kişilerde yaş ilerlemesi ile beraber değişiklik göstermektedir. Yer çekiminin etkisi ile kulak memelerinin aşağıya doğru çekilmesi sonucunda yaş ilerledikçe kulak ölçülerinde değişiklik meydana gelir. Kepçe kulakların oluşumunda genetik yatkınlık etkilidir. Bunun yanında doğuştan kaynaklanan nedenler ya da daha sonra ortaya çıkan çeşitli nedenler dolayısıyla da oluştuğu görülebilmektedir.
• Kepçe kulakların oluşmasındaki en büyük etken kulak kıkırdak yapısıdır. Yapılan incelemelerde de net bir şekilde ortaya çıkan etkinin antiheliks ismi verilen kulak çıkıntı kıvrımının yetersizliğidir. Bu bölgede oluşan deformitenin daha çok kafa yapısının düzleşmesine, kulak üst çıkıntısının orantısız oluşuna ve kulak arkasındaki kulak ve kafa bölgesini bağlayan ara dokusunun genişlemesine neden olduğu görülmektedir.
• Bazı durumlarda ise antihelikal kıvrım çok iyi gelişmiş olsa da konka denilen kulağın açık kısmı fazla genişlemiş olduğu için yine kepçe kulak sorunu ortaya çıkabilmektedir. Kulaklarda mevcut olan kartilaj bükülebilirliği seviyesi kişinin annesinden aldığı östrojen düzeyine bağlı olarak değişebilir. Bu durumda yine neden olan faktörlerdeki genetik yatkınlığı ortaya çıkarmaktadır.
Yukarıda ifade edilen sebeplerden biri ya da her ikisi birden var olarak kepçe kulak oluşmasına neden olabilir. İki sebebin var olduğu durumlarda da etkili bir müdahale ile sorunun çözüme kavuşturulması mümkündür. Bu aşamada önemli olan kepçe kulak oluşumuna neden olan esas faktörün doğru şekilde tespit edilmesi olacaktır.
İster yetişkin olsun isterse çocuk olsun kepçe kulak sorunu kişilerin psikolojisini olumsuz yönde etkileyen bir sorundur. Özellikle çocukların okul dönemi boyunca arkadaşları arasında alay konusu olması onun hayatı boyunca taşıyacağı bir yüke sahip olması anlamına gelir. Çocukluktan başlayan bu psikolojik baskı ergenlik ve yetişkinlik dönemi boyunca da aynı şekilde devam eder. Kişiler topluma girdiklerinde herkesin gözünün kulaklarında olduğu hissi ile rahat hareket edemezlerse içlerine kapanacaklarıdır. Kepçe kulak sorunu kadınlara kıyasla erkeklerde daha çok rahatsızlık verir. Bunun nedeni ise kadınların saçları yardımıyla kulaklarını gizleyebiliyor olmalarıdır. Erkeklerde bu ihtimal zayıf olduğu için kepçe kulak sorunu daha belirgin bir şekilde hissedilecektir. Kişileri olumsuz şekilde etkileyen bu gibi sorunların tedavi edilmesi ve sosyal hayatın etkilenmemesinin sağlanması önemlidir.
Kepçe kulak tedavisi mümkün olan bir estetik sorundur. Bu ve benzeri şekil bozukluklarında ne yazık ki cerrahi müdahale dışında etkili olabilecek yöntemler oldukça azdır. Non cerrahi olarak ifade edilen ameliyatsız çözümlere bakıldığında yeni doğan bebeklerde ilk birkaç günlük sürede yapılan müdahalelerin etkili olduğu görülmektedir. Bu müdahaleler kulak şeklinin dışarıya fazla açılmamasını sağlayacak tedbirler alınmasını kapsar. Eğer bebeklerde doğumu takip eden ilk birkaç gün içerisinde aurikuler mold uygulaması başlanırsa ve başlanan bu uygulama altı ay boyunca devam ettirilirse oldukça başarılı sonuçlar alındığı görülmektedir. Eğer son derece önemli olan bu dönemdeyken tedavi geciktirilirse ortaya çıkan sonucun düzeltilmesi için mutlaka cerrahi müdahale gerekli olacaktır. Aynı zamanda günümüzde kesisiz kulak ameliyatı ile de kepçe kulak problemi tedavi edilebilmektedir.
• Kepçe kulak sorununun tedavi edilmesi sırasında ulaşılmak istenen ilk hedef kulağın üst kısmının öne doğru çıkmış olan ve sarkan bölümümün ortadan kaldırılması olacaktır.
• Bir diğer amaç ise heliks bölümün düz olmasını ve düzgün sınırlara sahip olmasını sağlamak olacaktır.
• Kişiye karşıdan bakıldığında her iki kulak içinde heliks bölümlerin antiheliks bölüm yanında görünür şekilde olması sağlanmalıdır.
• Tedavi sırasında kulak arkasında bulunan sulkusun yapısını bozmadan daha az olmasının sağlanmasıdır.
• Özellikle erkek hastalarda kulakların kafatasına çok yakın olmaması sağlanmaya çalışılır.
• Kulakların her ikisinde de pozisyon ve kontürler birbirine yakın görünmeli ancak tam olarak simetrik olmamalıdır.
• Tedavi tamamlandığında kişilerin yüz ifadesinin estetik bir görünüme kavuşması sağlanmalıdır.