Kulak zarı yaklaşık 0,9 x 0,8 cm boyutlarında ve dış kulak ile orta kulağı birbirinden ayıran, hem orta kuak boşluğunu dış ortamdan koruyan hem de işitmemize yardımcı bir yapıdır. Özellikle çocukken geçirilen kulak enfeksiyonları sonrası zarda oluşan incelme ve çökmeler, kulak zarına alınan dış darbeler ya da baro travmalar sonrası zarda yırtıklar oluşabilir. Travma sonrası oluşan yırtıklarda şiddetli ağrı, kanama, işitme de azalma görülen bulgulardır. Geçirilen enfeksiyonlara bağlı yırtıklarda ise bulgu işitme azlığı, zaman zaman akıntı ve kulak çınlamasıdır.
Kulak zarı yırtıklarında operasyon öncesi kulak zarında akıntı olmaması en önemli başarı kriteridir. Kuru, akıntısı olmayan ve işitme testleri sonucunda iletim tipi kayıp görülen vakalar kulak zarı onarımı için aday hasta grubunu oluşturur. Bazı hastalarda iletim tipi kayıp fazla ise orta kulakta kemikçik sistemde kopukluk, kireçlenme ve erime olabilir. Bunun tanısı ancak operasyon sırasında mikroskopla görülerek anlaşılabilir. Zar onarımı yapılırken aynı seansta orta kulaktaki kemikçiklere de müdahele edilebilir.
Kulak zarı birçok sebeple yırtılabilmektedir. Bu sebeplerin başında enfeksiyonlar , akıntılar gelmektedir. Yırtık zamanında onarılmadığında basitten daha da ileri seviyelere giden işitme kayıpları söz konusu olabilmektedir. Bu durum kulak zarı tamiri ameliyatını zorunlu hale getirmektedir. Gelişen teknoloji bu yırtıklar için çok daha konforlu ameliyatların yapılmasına imkan sağlamaktadır.
Çocukluk çağından itibaren fark edilmeyen kulak akıntıları içerdiği maddelerle bir süre sonra kulak zarının tahribatına veya yırtılmasına neden olabilmektedir. Bu yırtıklar küçük boyutlardaysa bazen hiç fark edilmeden kendi kendini tamir edebilmektedir. Fakat kendi kendini tamir edemeyen hastalarda bu durum doğru şekilde izlenmezse çok ciddi işitme kayıpları söz konusu olabilmektedir. Özellikle küçük çocuklarda cisim ile kulak zarı yırtılması da söz konusu olabileceğinden ayrıntılı bir muayene ile beraber yırtık nedeni de araştırılmalıdır.
Ayrıntılı muayenede işitme kaybı derecelerinin de saptanması oldukça önemlidir. Bazı hastalarda %20-30 gibi kayıplar söz konusu olabilmektedir. Bu küçük dereceli kayıplar hastalar için konfor bozucu olsa da ileri derece kayıplar gibi acil müdaheleyi gerektirmeyebilir. Bu nedenle hekim tarafından bir çok faktör değerlendirilerek ayrıntılı muayene yapılmalıdır.
Özellikle burun tıkanıklığı, sinüzit ve geniz akıntısı gibi şikayetleri olan kişilerin uçak yolculukları ve su altı dalışlarından kaçınmaları gerekmektedir. Kulak zarı yırtığı bulunanların kulak zarını korumak için daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Öncelikle kulağa kesinlikle su kaçırılmamalıdır. Bunun için ezcaneden alınan kulak tıkaçları kullanılabilir. Kulak pamukları ve kulak temizleme çubukları kullanılmamalıdır. Basıncın vereceği zarardan korunmak açısından burun sümkürmeyle temizlenmemelidir.
Kulak zarı yırtığının tamiri kulak zarı ameliyatı ile mümkün olmaktadır. Kulak zarı ameliyatı sırasında yeni zar kişinin kendi vücudunda yer alan kulağın arka tarafındaki kasın üzerinden alınarak oluşturulur. Başka bir deyişle kulak zarı tamirinde yapay zar kullanılması söz konusu değildir. Dış kulak yolu önünde yer alan kıkırdak ile zarın kombine kullanıldığı yöntem ise hem iz bırakmamakta hem tutma şansı ve dayanıklılığı açısından en çok tercih edlen metodlardandır.
Kulak ağrısı, kulaktan akıntı gelmesi, işitme kaybı, baş dönmesi ve yüksek ateş kulak zarı delinmesinin başlıca belirtileri arasındadır.
Kulak zarı delinmesi KBB doktoru tarafından otoskop adı verilen alet ile kulağa bakılması sonucunda teşhis edilmektedir. KBB doktoru otoskop ile deliğin boyutunu ve yerini görebilmektedir.
Kulak zarının tamiri, yırtığın boyutu ve nedenine göre değişebilmektedir. Kulak zarı deliğinin küçük olması durumunda delik kendi kendini onarıp kapanabilmektedir. Bu durumda herhangi bir tedavi uygulanmasına gerek olmamaktadır.
Kulak zarı deliğinin kendi kendine kapanmasının söz konusu olmadığı vakalarda ise kulak zarı ameliyatına baş vurulmaktadır. Bu ameliyatlarda yapay zar kullanılmaz, kişinin kendi vucudunda yer alan ve kulağın arka tarfındaki kasın üzerinden zar alınarak ya da dış kulak yolunun önünde yer alan kıkırdak dokudan zar yapılarak yama yapılır. Benim en sık tercih ettiğim metod iz bırakmaması, tutma şansının en yüksek olması ve dayanıklı olması nedeniyle dış kulak yolu önünde yer alan kıkırdak ile zarın kombine kullanıldığı yöntemdir.
Kulak zarına müdahele ettiğimiz, zar onarımı ameliyatlarında kulağın arkasından kesi yapılarak onarım yapılacağı gibi, hiç kesmeden sadece dış kulak yolundaki delikten girilerek de yapılabilir. Ben bu ameliyaların tamamına yakınında kulak içinden operasyonu gercekleştiriyorum, kulak arkasında kesi ve dikiş olmuyor ve hasta cok daha cabuk gunluk yasamına donebiliyor.
Bu ameliyat gercekleştikten 3 gun sonra kulak su gecirmez ozel jelatin ile kaplanarak banyo yapılabilir.
Ameliyat sonrasında kulak içinde eriyebilen süngerler olduğu için tıkalı olacaktır ve bu süngerlerin erimesi 20 günü bulur. Ameliyattan 20 gün sonra duyma iyileşir, tam anlamıyla bunu fark etme süresi ise 2 aydır.
Kişinin isteğine bağlı olan durumlarda yani işitme kaybı düşük seviyelerde olduğunda hasta için 12 yaşlarında yapılmaya başlanabilir. Fakat ileri derecede işitme kaybı söz konusu olduğunda yaş grubuna bakılmaksızın ilk fark edildiği anda bu ameliyatın yapılması işitme kaybı adha da ilerlemeden müdahele edilmesine imkan sağlayacaktır. Yeni teknikler ile ileri yaşlardaki kişiler de bu ameliyatlarda sağlıklı bir işitme düzenine sahip olabilmektedir.
Kulak zarı tamiri ameliyatı bir çok faktör ile birlikte karar verilerek ve her aşaması iyi gözlemlenerek yapılması gereken bir işlemdir. Mikrocerrahi yöntemleri ile yapılıyor olması dışarıdan sadece ufak bir kesi görünmesine imkan sağlar. Kulak kepçesinden veya arkasından kesiler açılarak ameliyatlara başlanabilmektedir. Bu kulağın yapısına ve işitme kaybının derecesine , zardaki deformitelere göre değişmektedir. Kıkırdak yöntemi ile yapılan timpanoplasti ameliyatında bu bölgelerden alınan kıkırdakların doğru kesme yöntemleri ile yerleştirmeye uygun hale getirilmesi ile yapılmaktadır.
Kulağın bu kıkırdağı zar gibi kabul etmesi için doğru kesme şeklinin bulunması oldukça önemlidir. Sonrasında ise yerleştirme en önemli aşamalardan bir tanesidir. Yerleştirme doğru şekilde yapıldığında ileri aşamalarda da bir sorun çıkmamaktadır. Çok küçük hareketlerle yapılan bir işlem olduğu için mutlaka işinin ehli kişilerce yapılmalıdır. Aksi takdirde kulak yapısı zar olarak hazırlanan dokuyu kabul etmeyebilir.
Kulak zarı tamiri ameliyatı sonrası hastalar konforlu bir şekilde 1 gün sonrasında hayatlarına devam edebilmektedirler. Hastaneden çıkış süreci komplikasyonların olup olmamasına göre de değişebilmektedir. Bu nedenle iyi bir hekim gözlemi şarttır. Özel damlalar ve bazı temizlik ürünleri ile o bölgenin temiz tutulması oldukça önemlidir. Nemli bırakılmaması iyi bir iyileşme sürecinin temel adımıdır. Bu nedenle sudan mutlaka uzak tutulmalıdır. Ameliyat sadece zar çevresinde kaldıysa iyileşme süreci çok daha hızlı olmaktadır. Fakat başka yerlere de müdahele edildiyse süreç biraz daha uzayabilmektedir. Gribal enfeksiyonlardan ilk başlarda uzak kalmak iyi bir iyileşme sürecine katkı sağlamaktadır.